halkımızın en büyük zaafı galiba düşünmemek, hatta düşünmek istememek.
girdikleri yolda kimler var, kimler yok umursamıyorlar. bazen hangi yolda olduklarını bile bilmiyorlar. birileri çıkıp ''bunu yapın!'' diyor ve neden bile demeden yapıyorlar.
düşünme ihtiyacı hissetmiyorlar, nasıl olsa birileri onların yerine düşünüyor. sözde insanoğlu, ama evrenin en büyük nimetini kullanmıyor; ''akıl''.
kendine örnek aldığı insanlar ne derse onu yapıyor, ne derse onu diyor. kendi ağzını başkasının aklıyla kullanıyor. etraftan duyduğu, gördüğü şeyleri bizzat kabulleniyor ve bir an bile durup ''biz ne yapıyoruz, neden yapıyoruz?'' diye sormuyor.
oysaki ne küçük bir kelimedir
neden. belki de hayatımızı kurtaracak yegâne kelimedir.
''düşünüyorum öyleyse varım!'' demiş eskilerden biri.
bizler insanız, ne güzel şey düşünebilmek!
bize insan dedirten ne peki? yemek, içmek, gülmek vb. mi? sanmıyorum.
düşünerek hareket etmek. peki bizi diğer varlıklardan ayıran bu özellik neden kullanılmıyor?
düşünmediğimiz sürece kaybetmeye mahkûm olacağız.
umarım bir gün halkımız düşünmeye başladığında geç kalmış olmayız, o gün geldiğinde hâlâ düşünme fırsatımız ellerimizdedir.